19 Mayıs ******'ü Anma,Gençlik ve Spor Bayramı
1 sayfadaki 1 sayfası
19 Mayıs ******'ü Anma,Gençlik ve Spor Bayramı
19 Mayıs 1919 Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a geldiği
gündür. Ulusal bayram günümüzdür. Her yıl 19 Mayıs günü Gençlik ve Spor
Bayramımız yurdun her yanında spor gösterileri ve törenlerle kutlanır.
1914′de başlayan Birinci Dünya Savaşı dört yıl sürdü.
Savaş öncesi Avrupa’nın belli başlı ülkeleri ikiye ayrıldı.
Birbirleriyle savaştılar. Bu savaşta bizimle birlikte onlar yenildi.
Savaş kurallarına göre biz de yenilmiş sayıldık. Savaş sonunda Mondros
Silah Bırakışması imzalandı. Buna göre Fransızlar Adana ve Hatay’a;
İngilizler Urfa, Mardin ve Merzifon’a; İtalyanlar Antalya’ya
yerleştiler. 15 Mayıs 1919 günü Yunanlılar İzmir’e girdi. Böylece
yurdumuz paylaşıldı. Ordularımız dağıtıldı, İstanbul Boğazı düşman
gemileri ile doldu.
Trablusgarp’da Birinci Dünya Savaşı’nda
Anafartalar’da düşman güçlerini yenen Mustafa Kemal bu kez yurdumuzu
kurtarmak için Anadolu’ya geçmeye karar verdi. 16 Mayıs günü
İstanbul’dan Bandırma Vapuru’na bindi. Bu yolculuğu General Hikmet
Gerçekçi şöyle anlatıyor : «Karargah üstlerinin hemen hepsini deniz
tutmuştu. Kimse kamarasından dışarı çıkamıyordu. Samsun’a az bir yolumuz
kalmıştı. Herhangi bir terslik çıkmazsa, çok değil yarın sabah orada
olacağımızı ümit ediyorduk, bu düşünceler içinde güvertede ellerimle
küpeşte demirini tuta tuta yürümeye çalışırken O’nun kamarasından
çıktığını gördüm. Sert bakışlarıyla ufka bir göz gezdirdikten sonra
kaptan köşküne çıktılar. Bandırma vapurunda hemen herkesi deniz
tutmuştu, oysa Mustafa Kemal dipdiriydi ve çok sağlıklıydı. Kıyı bir ana
baba günü halini aldı. Gemimiz demir atınca coşkun gösteriler yükseldi.
Hemen ardından geminin etrafını kayıklar aldı. Halkın bu coşkun
gösterisini görünce boğazıma bir şey tıkandı, gözlerim yaşardı. Vapur 19
Mayıs sabahı Samsun Limanına yanaştı. Kemal Paşa ve arkadaşları
Samsun’da sevinç gösterileri ile karşılandı.» Burada bir hafta kalan
Mustafa Kemal Paşa, 27 Mayıs günü Havza’ya geldi. Çalışmalarını burada
da sürdürdü.
Mustafa Kemal, Amasya’da yayınladığı genelge ile
ulusu, ülkenin bütünlüğünü, bağımsızlığını kurtarmak için birlikte
çalışmaya çağırdı. İstanbul Hükümeti Mustafa Kemal Paşa’nın bu
çalışmalarından hoşnut değildi. Harbiye Bakanı Mustafa Kemal Paşa’yı
İstanbul’a çağırdı. Bunun üzerine M. Kemal Paşa padişaha telgraf çekerek
askerlikten çekildiğini bildirdi. Mustafa Kemal Paşa bundan böyle
çalışmalarına sade bir yurttaş olarak devam etti. 4 Eylül günü Sivas’a
gitti. Sivas Kongresi’nde «Ya bağımsızlık, Ya ölüm» ilkesi kabul
edilerek yurt düşmandan kurtarılıncaya dek savaşmaya and içildi.
Mustafa Kemal Paşa Sivas’tan sonra Ankara’ya geldi 23
Nisan 1920 günü Büyük Millet Meclisi’ni topladı. Meclis başkanlığına
seçilen Mustafa Kemal Paşa düzenli ordular kurdu. Bu ordular düşmanlarla
çarpışmaya başladı. Birinci İnönü, ikinci İnönü, Sakarya ve
Başkomutanlık Meydan Savaşı sonunda yurdumuz düşmanlardan kurtarıldı.
19 Mayıs 1919 Ulusal Kurtuluş Savaşımızın başladığı
gündür. Bugün aynı zamanda ******’ü Anma, Gençlik ve Spor
Bayramı’mızdır. Spor beden eğitimidir. Spor bedeni geliştirir. Sağlıklı
olmamızı sağlar. Spor yapanlar hayatta daha başarılı olurlar. İyi bir
sporcu sağlam bedenli, becerikli ve başarılı bir insandır, içki, sigara
kumar gibi alışkanlıkları yoktur. Spor kötü alışkanlıkların
edinilmesine fırsat vermez.
İlk, orta, lise ve dengi okullarımızda izci örgütleri
vardır. İlk okullardaki bu örgüte küçük izci denir, izcilik,
öğrencileri yaşamın güçlüklerine alıştırır. İzcilerin özel giysileri,
çantaları, mataraları, ipleri ve çakıları vardır. Beden eğitimi
öğretmenleri izcilere yürüyüşler yaptırır. İzciler için yaz aylarında
ormanda, yaylada, göl ve deniz kıyısında izci kampları kurulur. Bu
kamplarda izciler yaşamın güçlüklerine alışırlar.
19 Mayıs’ta yurdumuzun her yerinde izciler,
öğrenciler ve gençler spor gösterileri yaparlar.
19 Mayıs; 1981 yılından başlayarak «******’ü Anma
Günü» olarak da kutlanmaya başlandı. ****** bir söyleşi sırasında :
«Ben 19 Mayıs’ta doğdum» demiştir. 19 Mayıs bir yandan Ulusal Kurtuluş
Savaşımızın başlangıcı öte yandan ülkemizin kurtarıcısı, devletimizin
kurucusu ******’ün doğum yıldönümü olarak törenlerle kutlanır.
BAYRAM GÜNÜ
Güler yüzlü bir bahar sabahıydı. Babam:
— «Onur, bugün 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı.
Bayram törenini birlikte izleyelim.» dedi.
Hemen babamın boynuna sarıldım. Yanaklarından öptüm,
içim içime sığmıyordu.
— Sağol baba. Beni ne çok sevindirdin bilemezsin,
dedim.
Hemen kahvaltımızı yaptık. Babamın elinden tutarak
bayram yerine doğru yürüdük. Yol boyu evler, dükkanlar, mağazalar,
okullar, daireler bayraklarla donatılmıştı. Geçit töreninin
yapıldığı alana geldik. Konuşmacılar ******’ten Ulusal Kurtuluş
Savaşı’ndan kongrelerden söz ettiler. Çok güzel şiirler okundu. Sonra
çeşitli spor gösterileri seyrettik. Liseli ağabeylerin gösterileri çok
güzeldi. Ateş çemberinden atlıyorlardı. Burada en çok hoşuma giden
gösterilerden biri, beyaz ve kırmızı eşofman giymiş ağabeylerin yere
yatarak bayrağımızın resmini çizmeleriydi. Bu gösterileri bütün
seyirciler ayakta dakikalarca alkışladılar. Eve gelirken babama :
— Baba, neden 19 Mayıs Bayramı yapılıyor diye sordum.
— «Yavrum dedi. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra
yurdumuzu düşmanlar paylaştılar. Bize yalnız Ankara ve çevresindeki bazı
iller kalmıştı. işte bu sırada ****** «Türk yurdu bölünmez bir
bütündür» diye harekete geçti. 19 Mayıs bin dokuz yüz on dokuzda yurdu
düşmandan temizlemek için Samsun’a çıktı. Oradan Amasya’ya, Erzurum’a,
Sivas’a giderek Ulusal Kurtuluş Savaşı hazırlıklarına başladı. Ordular
kurdu.
Daha sonra yaptığı savaşlarla düşmanı yendi. 29 Ekim
bin dokuz yüz yirmi üçte cumhuriyeti ilan etti.
O tarihten beri, her yıl ******’ün Samsun’a çıktığı
gün olan 19 Mayıs’ı Gençlik, Spor Bayramı ve Ata’yı Anma Günü olarak
kutluyoruz. ****** bu bayramı «Türk gençliğine armağan etti» dedi.
— Demek Ulusal Kurtuluş Savaşımız 19 Mayıs bin dokuz
yüz on dokuzda başladı. Onun için her yıl bu ulusal günü bayram yaparak
kutluyoruz. Gençlik, Spor Bayramı size kutlu olsun, babacığım, dedim.
Babam durdu, gülümsedi.
— Onur. bayram hepimizin bayramı. Hepimize kutlu,
mutlu olsun yavrum, dedi.
Onur DURUKAN
MUSTAFA KEMAL PAŞA SAMSUN’DA
Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1919′da
Samsun’a geldi. Bir süre çalıştıktan sonra
kentin postanesine gitti. Görevli bulunan PTT memuru o
günü söyle anlatıyor :
Hava yağmurlu ve elektrikliydi. O zamanlar paratoner
sistemi olmadığı için telleri toprağa vermiştim. Saat gece yarısına
yaklaştığı bir anda kapıdaki nöbetçi koşa koşa geldi, bir haber verdi.
Mustafa Kemal Paşa geliyor. O sırada, Mustafa Kemal Paşa tek odadan
ibaret telgrafhaneye girdi. Ayağa kalktım.
— Buyurun Paşam.
— Derhal Havza ve Amasya ile görüşmem gerekiyor dedi.
— Hava elektrikli, telleri toprağa verdik, sizi
görüştüremem!
— Bu, vatanın kurtuluşu ile ilgilidir. Muhakkak
görüşeceğim, ya ölürüz, ya vatan kurtulur, dedi.
Ceketin cebinden ipek mendilini çıkarıp maniplenin
üzerine koydu. Benim için telleri devreye sokmaktan başka yapacak bir
şey kalmamıştı.
— «Sen ölürsen ben de ölürüm» dedi.
Elimi bırakması için söylediğim ısrarlı sözlere
aldırmadı, elimi uzun süre bırakmadı. Önce Havza’yı aradım. Derhal cevap
geldi. Nöbetçi memur, Kemal Paşa’nın adamlarının emir beklediklerini
söyledi. Paşa şifreli bir not verdi, yazdım. Gelen şifreli cevaba elimi
bırakmadan baktı. Bir kağıda çabucak şifreli bir şeyler yazdı. Havza’ya
iletmemi söyledi. Amasya ile de istediği konuşmayı yaptı, sonra;
«Oh çok şükür, şimdi vatan kurtuldu.» Dedi ve
maiyetiyle gitti. Birden aptallaşmıştım. Oturduğum yerden kalkamadım.
Mustafa Kemal Paşa hayatını ortaya koyan bir kişiydi. Fes kapmaya, mevki
elde etmeye gelmiş biri olamazdı. O bir gerçek vatanseverdi, ******’e
hayranlığım yağmurlu bir gecede böyle başladı işte…
Ahmet Remzi COŞKUNER
ATATÜRK KURTULUŞ SAVAŞINDA
Bir gemi yanaştı Samsun’a
sabaha karşı
Selam durdu kayığı,çaparası,
takası,
Selam durdu tayfası.
Bir duman tüterdi bu geminin
bacasından
Bir duman
Duman değildi bu
Memleketin uçup giden
kaygılarıydı.
Samsun limanına bu
gemiden atılan
Demir değil
Sarılan anayurda
Kemal Paşanın kollarıydı.
Selam vererek Anadolu
çocuklarına
Çıkarken yüce komutan
Karadeniz’in halini görmeliydi.
Kalkıp ayağa ardı sıra baktı
dalgalar
Kalktı takalar, izin verseydi
Kemal Paşa
Ardından gürleyip giderlerdi
Erzurum’a kadar
Cahit KÜLEBİ
GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA
Ben o yılların macerasından geldim.
Barut, toz ve ihtilaldi hepten.
Dolaklı hilal bıyıklı süvarilerle,
Hüzünlü marşlar söyleyerekten
Bir davul zurna, bir üçlü, bir bayrak.
Saf çelik kılıçlar ata yadigarı
Yorgun söğütler, mahzun yollar, kağnılar
Göğsü tekmil döğmeli bir zabitin ardından
Bir yıldızlı tan yerine at sürerekten.
Derdini bilemedik,
Dermanın olamadık Gazi Paşa,
Sana hasretimiz cân-ü yürekten.
Artık bir özge tarih oldu yaşadığımız;
Bozkırdan, mavzerden, kandan ve sesten,
Namlular elpençe, süngüler pusuda,
Kalpağın, dolgun bıyıkların, kırbacın
Bir sen kaldın, bir vatan kaldı, bir koşu,
Bir macera kaldı dillere destan,
Bir gök kaldı mavi, bir kitap yeşil.
Gayri bundan geri bana ağlamak yaraşır.
Temmuzda bir serçe kalkar Sakaryadan
Ağustosta kartal döner.
Günler uzar hasretle dışımızdan, içimizden
Bir kudretli kumandadır bakışın Paşam,
Geceler içinde patırtılarla yanar
Ağlamak ne kelime ki bizlere,
Ankara’dan gelir geçer trenim,
Bir gün olur elbet ben de binerim,
Varır toprağına yüzüm sürerim
Biz vatan çocukları. Gazi Paşam,
Dilimiz takılı kaldı;
Diyemedik
Boynumuz bükülü kaldı;
Doyamadık
Turgut UYAR
MUSTAFA KEMAL’İ DÜŞÜNÜYORUM
Mustafa Kemal’i düşünüyorum;
Yeleleri alevden al bir ata binmiş;
Aşıyor yüce dağları, engin denizleri,
Altın saçları dalgalanıyor rüzgarda,
Işıl ışıl yanıyor mavi gözleri.
Mustafa Kemal’i düşünüyorum;
Yanmış, yıkılmış savaş meydanlarında,
Destanlar yaratıyor cihanın görmediği,
Arkasından dağ dağ ordular geliyor
Her askeri Mustafa Kemal gibi.
Mustafa Kemal’i düşünüyorum
Gelmiş geçmiş kahramanlara bedel
Hükmediyor uçsuz bucaksız göklere;
Al bir ata binmiş yalın kılıç
Koşuyor zaferden zafere.
Mustafa Kemal’i düşünüyorum;
Ölmemiş bir Kasım sabahı;
Yine bizimle beraber her yerde.
Yaşıyor dört köşesinde vatanın;
Yaşıyor damar damar yüreklerde.
Mustafa Kemal’i düşünüyorum;
Altın saçları dalgalanıyor rüzgarda,
Mavi gözlerini ışıl ışıl, görüyorum,
Uykularıma giriyor her gece.
Ellerinden öpüyorum.
Ümit Yaşar OĞUZCAN
BANDIRMA VAPURU
O GELİYOR
Yıl 1919
Mayısın on dokuzu
Ufukta duran gemi gitgide yaklaşıyor.
Sanki harlı bir ateş
Yakıyor ruhumuzu.
Beklemek üzüntüsü her gönülde taşıyor.
Üzülmemek elde mi;
Hız yüklü, inan yüklü, umut yüklü bu gemi
O umut yayıldıkça ruhlara sıcak sıcak,
O hız, doldukça damarlara kan gibi,
Gizli gizli inleyen her yürek canlanacak,
Ateş püskürecek uyuyan volkan gibi;
Gittikçe büyükleşen
Gölgene dikilmekten
Karardı gözlerimiz.
Koş, atıl gemi, sana engel olmasın deniz!
Ak saçlı dalgaları birer birer kes de gel;
Kuşlar gibi uç da gel, rüzgar gibi es de gel.
Celal Sahir EROZAN
Ben «bandırma Vapuru»
Esme rüzgar esme halim perişan
Mustafa Kemal’im güvertede
Ben Karadeniz’de dalgalarla boğuşan
Küçük köhne bir tekne
Baştan ayağa dek iman dolu
Bu hasretlik daha ne kadar uzar
Uçmak isterim Samsun’a doğru
Bakışlarım kararır gözlerim dolar,
Ben «Bandırma Vapuru»
Karadeniz’de küçük köhne bir tekne
Yağma yağmur esme rüzgar
Yolumu bekler Anadolu
Gümüş dere durmaz akar.
Mustafa Kemal’im güvertede
Dayamış alnım ufka bakar.
Ben «Bandırma Vapuru»
Var git başımdan Karadeniz
Bu gece efkarım var
N’oldu ey gönül n’oldu
Gümüş dere durmaz ağlar
Kan ağlar altmış üç ilimiz
Kan ağlar Anadolu
Ben «Bandırma Vapuru»
Mustafa Kemal’im güvertede
Kaputuna bürünmüş
Bakışlarında kararlılık saçlarında rüzgar
Yıldızlar geçiyor alnından
Uzak zaferlerin şavkı vurmuş yüzüne.
Ben «Bandırma Vapuru»
Duyarım sesler gelir Anadolu’dan
Samsun’a doğru
Bir şey var gecenin içinde
Rüzgarlarla karanlıklarla dağılan
Bir şey var gecenin içinde
Mustafa Kemal’in sevinciyle ağaran.
Mesut TARCAN
GÜZEL SÖZLER
· 19 Mayıs güven, sevinç, hareket günüdür.
· 19 Mayıs yeni Türkiye’nin ve ******’ün doğum
günüdür.
· Spor gençliğin kuvvet kaynağıdır.
· Gençliğinde dik duranın ihtiyarlığında beli
bükülmez.
· 19 Mayıs ulusal egemenliğin başlangıç
günüdür.
okuldersleri.com'dan alıntılanmıştır.
gündür. Ulusal bayram günümüzdür. Her yıl 19 Mayıs günü Gençlik ve Spor
Bayramımız yurdun her yanında spor gösterileri ve törenlerle kutlanır.
1914′de başlayan Birinci Dünya Savaşı dört yıl sürdü.
Savaş öncesi Avrupa’nın belli başlı ülkeleri ikiye ayrıldı.
Birbirleriyle savaştılar. Bu savaşta bizimle birlikte onlar yenildi.
Savaş kurallarına göre biz de yenilmiş sayıldık. Savaş sonunda Mondros
Silah Bırakışması imzalandı. Buna göre Fransızlar Adana ve Hatay’a;
İngilizler Urfa, Mardin ve Merzifon’a; İtalyanlar Antalya’ya
yerleştiler. 15 Mayıs 1919 günü Yunanlılar İzmir’e girdi. Böylece
yurdumuz paylaşıldı. Ordularımız dağıtıldı, İstanbul Boğazı düşman
gemileri ile doldu.
Trablusgarp’da Birinci Dünya Savaşı’nda
Anafartalar’da düşman güçlerini yenen Mustafa Kemal bu kez yurdumuzu
kurtarmak için Anadolu’ya geçmeye karar verdi. 16 Mayıs günü
İstanbul’dan Bandırma Vapuru’na bindi. Bu yolculuğu General Hikmet
Gerçekçi şöyle anlatıyor : «Karargah üstlerinin hemen hepsini deniz
tutmuştu. Kimse kamarasından dışarı çıkamıyordu. Samsun’a az bir yolumuz
kalmıştı. Herhangi bir terslik çıkmazsa, çok değil yarın sabah orada
olacağımızı ümit ediyorduk, bu düşünceler içinde güvertede ellerimle
küpeşte demirini tuta tuta yürümeye çalışırken O’nun kamarasından
çıktığını gördüm. Sert bakışlarıyla ufka bir göz gezdirdikten sonra
kaptan köşküne çıktılar. Bandırma vapurunda hemen herkesi deniz
tutmuştu, oysa Mustafa Kemal dipdiriydi ve çok sağlıklıydı. Kıyı bir ana
baba günü halini aldı. Gemimiz demir atınca coşkun gösteriler yükseldi.
Hemen ardından geminin etrafını kayıklar aldı. Halkın bu coşkun
gösterisini görünce boğazıma bir şey tıkandı, gözlerim yaşardı. Vapur 19
Mayıs sabahı Samsun Limanına yanaştı. Kemal Paşa ve arkadaşları
Samsun’da sevinç gösterileri ile karşılandı.» Burada bir hafta kalan
Mustafa Kemal Paşa, 27 Mayıs günü Havza’ya geldi. Çalışmalarını burada
da sürdürdü.
Mustafa Kemal, Amasya’da yayınladığı genelge ile
ulusu, ülkenin bütünlüğünü, bağımsızlığını kurtarmak için birlikte
çalışmaya çağırdı. İstanbul Hükümeti Mustafa Kemal Paşa’nın bu
çalışmalarından hoşnut değildi. Harbiye Bakanı Mustafa Kemal Paşa’yı
İstanbul’a çağırdı. Bunun üzerine M. Kemal Paşa padişaha telgraf çekerek
askerlikten çekildiğini bildirdi. Mustafa Kemal Paşa bundan böyle
çalışmalarına sade bir yurttaş olarak devam etti. 4 Eylül günü Sivas’a
gitti. Sivas Kongresi’nde «Ya bağımsızlık, Ya ölüm» ilkesi kabul
edilerek yurt düşmandan kurtarılıncaya dek savaşmaya and içildi.
Mustafa Kemal Paşa Sivas’tan sonra Ankara’ya geldi 23
Nisan 1920 günü Büyük Millet Meclisi’ni topladı. Meclis başkanlığına
seçilen Mustafa Kemal Paşa düzenli ordular kurdu. Bu ordular düşmanlarla
çarpışmaya başladı. Birinci İnönü, ikinci İnönü, Sakarya ve
Başkomutanlık Meydan Savaşı sonunda yurdumuz düşmanlardan kurtarıldı.
19 Mayıs 1919 Ulusal Kurtuluş Savaşımızın başladığı
gündür. Bugün aynı zamanda ******’ü Anma, Gençlik ve Spor
Bayramı’mızdır. Spor beden eğitimidir. Spor bedeni geliştirir. Sağlıklı
olmamızı sağlar. Spor yapanlar hayatta daha başarılı olurlar. İyi bir
sporcu sağlam bedenli, becerikli ve başarılı bir insandır, içki, sigara
kumar gibi alışkanlıkları yoktur. Spor kötü alışkanlıkların
edinilmesine fırsat vermez.
İlk, orta, lise ve dengi okullarımızda izci örgütleri
vardır. İlk okullardaki bu örgüte küçük izci denir, izcilik,
öğrencileri yaşamın güçlüklerine alıştırır. İzcilerin özel giysileri,
çantaları, mataraları, ipleri ve çakıları vardır. Beden eğitimi
öğretmenleri izcilere yürüyüşler yaptırır. İzciler için yaz aylarında
ormanda, yaylada, göl ve deniz kıyısında izci kampları kurulur. Bu
kamplarda izciler yaşamın güçlüklerine alışırlar.
19 Mayıs’ta yurdumuzun her yerinde izciler,
öğrenciler ve gençler spor gösterileri yaparlar.
19 Mayıs; 1981 yılından başlayarak «******’ü Anma
Günü» olarak da kutlanmaya başlandı. ****** bir söyleşi sırasında :
«Ben 19 Mayıs’ta doğdum» demiştir. 19 Mayıs bir yandan Ulusal Kurtuluş
Savaşımızın başlangıcı öte yandan ülkemizin kurtarıcısı, devletimizin
kurucusu ******’ün doğum yıldönümü olarak törenlerle kutlanır.
BAYRAM GÜNÜ
Güler yüzlü bir bahar sabahıydı. Babam:
— «Onur, bugün 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı.
Bayram törenini birlikte izleyelim.» dedi.
Hemen babamın boynuna sarıldım. Yanaklarından öptüm,
içim içime sığmıyordu.
— Sağol baba. Beni ne çok sevindirdin bilemezsin,
dedim.
Hemen kahvaltımızı yaptık. Babamın elinden tutarak
bayram yerine doğru yürüdük. Yol boyu evler, dükkanlar, mağazalar,
okullar, daireler bayraklarla donatılmıştı. Geçit töreninin
yapıldığı alana geldik. Konuşmacılar ******’ten Ulusal Kurtuluş
Savaşı’ndan kongrelerden söz ettiler. Çok güzel şiirler okundu. Sonra
çeşitli spor gösterileri seyrettik. Liseli ağabeylerin gösterileri çok
güzeldi. Ateş çemberinden atlıyorlardı. Burada en çok hoşuma giden
gösterilerden biri, beyaz ve kırmızı eşofman giymiş ağabeylerin yere
yatarak bayrağımızın resmini çizmeleriydi. Bu gösterileri bütün
seyirciler ayakta dakikalarca alkışladılar. Eve gelirken babama :
— Baba, neden 19 Mayıs Bayramı yapılıyor diye sordum.
— «Yavrum dedi. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra
yurdumuzu düşmanlar paylaştılar. Bize yalnız Ankara ve çevresindeki bazı
iller kalmıştı. işte bu sırada ****** «Türk yurdu bölünmez bir
bütündür» diye harekete geçti. 19 Mayıs bin dokuz yüz on dokuzda yurdu
düşmandan temizlemek için Samsun’a çıktı. Oradan Amasya’ya, Erzurum’a,
Sivas’a giderek Ulusal Kurtuluş Savaşı hazırlıklarına başladı. Ordular
kurdu.
Daha sonra yaptığı savaşlarla düşmanı yendi. 29 Ekim
bin dokuz yüz yirmi üçte cumhuriyeti ilan etti.
O tarihten beri, her yıl ******’ün Samsun’a çıktığı
gün olan 19 Mayıs’ı Gençlik, Spor Bayramı ve Ata’yı Anma Günü olarak
kutluyoruz. ****** bu bayramı «Türk gençliğine armağan etti» dedi.
— Demek Ulusal Kurtuluş Savaşımız 19 Mayıs bin dokuz
yüz on dokuzda başladı. Onun için her yıl bu ulusal günü bayram yaparak
kutluyoruz. Gençlik, Spor Bayramı size kutlu olsun, babacığım, dedim.
Babam durdu, gülümsedi.
— Onur. bayram hepimizin bayramı. Hepimize kutlu,
mutlu olsun yavrum, dedi.
Onur DURUKAN
MUSTAFA KEMAL PAŞA SAMSUN’DA
Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1919′da
Samsun’a geldi. Bir süre çalıştıktan sonra
kentin postanesine gitti. Görevli bulunan PTT memuru o
günü söyle anlatıyor :
Hava yağmurlu ve elektrikliydi. O zamanlar paratoner
sistemi olmadığı için telleri toprağa vermiştim. Saat gece yarısına
yaklaştığı bir anda kapıdaki nöbetçi koşa koşa geldi, bir haber verdi.
Mustafa Kemal Paşa geliyor. O sırada, Mustafa Kemal Paşa tek odadan
ibaret telgrafhaneye girdi. Ayağa kalktım.
— Buyurun Paşam.
— Derhal Havza ve Amasya ile görüşmem gerekiyor dedi.
— Hava elektrikli, telleri toprağa verdik, sizi
görüştüremem!
— Bu, vatanın kurtuluşu ile ilgilidir. Muhakkak
görüşeceğim, ya ölürüz, ya vatan kurtulur, dedi.
Ceketin cebinden ipek mendilini çıkarıp maniplenin
üzerine koydu. Benim için telleri devreye sokmaktan başka yapacak bir
şey kalmamıştı.
— «Sen ölürsen ben de ölürüm» dedi.
Elimi bırakması için söylediğim ısrarlı sözlere
aldırmadı, elimi uzun süre bırakmadı. Önce Havza’yı aradım. Derhal cevap
geldi. Nöbetçi memur, Kemal Paşa’nın adamlarının emir beklediklerini
söyledi. Paşa şifreli bir not verdi, yazdım. Gelen şifreli cevaba elimi
bırakmadan baktı. Bir kağıda çabucak şifreli bir şeyler yazdı. Havza’ya
iletmemi söyledi. Amasya ile de istediği konuşmayı yaptı, sonra;
«Oh çok şükür, şimdi vatan kurtuldu.» Dedi ve
maiyetiyle gitti. Birden aptallaşmıştım. Oturduğum yerden kalkamadım.
Mustafa Kemal Paşa hayatını ortaya koyan bir kişiydi. Fes kapmaya, mevki
elde etmeye gelmiş biri olamazdı. O bir gerçek vatanseverdi, ******’e
hayranlığım yağmurlu bir gecede böyle başladı işte…
Ahmet Remzi COŞKUNER
ATATÜRK KURTULUŞ SAVAŞINDA
Bir gemi yanaştı Samsun’a
sabaha karşı
Selam durdu kayığı,çaparası,
takası,
Selam durdu tayfası.
Bir duman tüterdi bu geminin
bacasından
Bir duman
Duman değildi bu
Memleketin uçup giden
kaygılarıydı.
Samsun limanına bu
gemiden atılan
Demir değil
Sarılan anayurda
Kemal Paşanın kollarıydı.
Selam vererek Anadolu
çocuklarına
Çıkarken yüce komutan
Karadeniz’in halini görmeliydi.
Kalkıp ayağa ardı sıra baktı
dalgalar
Kalktı takalar, izin verseydi
Kemal Paşa
Ardından gürleyip giderlerdi
Erzurum’a kadar
Cahit KÜLEBİ
GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA
Ben o yılların macerasından geldim.
Barut, toz ve ihtilaldi hepten.
Dolaklı hilal bıyıklı süvarilerle,
Hüzünlü marşlar söyleyerekten
Bir davul zurna, bir üçlü, bir bayrak.
Saf çelik kılıçlar ata yadigarı
Yorgun söğütler, mahzun yollar, kağnılar
Göğsü tekmil döğmeli bir zabitin ardından
Bir yıldızlı tan yerine at sürerekten.
Derdini bilemedik,
Dermanın olamadık Gazi Paşa,
Sana hasretimiz cân-ü yürekten.
Artık bir özge tarih oldu yaşadığımız;
Bozkırdan, mavzerden, kandan ve sesten,
Namlular elpençe, süngüler pusuda,
Kalpağın, dolgun bıyıkların, kırbacın
Bir sen kaldın, bir vatan kaldı, bir koşu,
Bir macera kaldı dillere destan,
Bir gök kaldı mavi, bir kitap yeşil.
Gayri bundan geri bana ağlamak yaraşır.
Temmuzda bir serçe kalkar Sakaryadan
Ağustosta kartal döner.
Günler uzar hasretle dışımızdan, içimizden
Bir kudretli kumandadır bakışın Paşam,
Geceler içinde patırtılarla yanar
Ağlamak ne kelime ki bizlere,
Ankara’dan gelir geçer trenim,
Bir gün olur elbet ben de binerim,
Varır toprağına yüzüm sürerim
Biz vatan çocukları. Gazi Paşam,
Dilimiz takılı kaldı;
Diyemedik
Boynumuz bükülü kaldı;
Doyamadık
Turgut UYAR
MUSTAFA KEMAL’İ DÜŞÜNÜYORUM
Mustafa Kemal’i düşünüyorum;
Yeleleri alevden al bir ata binmiş;
Aşıyor yüce dağları, engin denizleri,
Altın saçları dalgalanıyor rüzgarda,
Işıl ışıl yanıyor mavi gözleri.
Mustafa Kemal’i düşünüyorum;
Yanmış, yıkılmış savaş meydanlarında,
Destanlar yaratıyor cihanın görmediği,
Arkasından dağ dağ ordular geliyor
Her askeri Mustafa Kemal gibi.
Mustafa Kemal’i düşünüyorum
Gelmiş geçmiş kahramanlara bedel
Hükmediyor uçsuz bucaksız göklere;
Al bir ata binmiş yalın kılıç
Koşuyor zaferden zafere.
Mustafa Kemal’i düşünüyorum;
Ölmemiş bir Kasım sabahı;
Yine bizimle beraber her yerde.
Yaşıyor dört köşesinde vatanın;
Yaşıyor damar damar yüreklerde.
Mustafa Kemal’i düşünüyorum;
Altın saçları dalgalanıyor rüzgarda,
Mavi gözlerini ışıl ışıl, görüyorum,
Uykularıma giriyor her gece.
Ellerinden öpüyorum.
Ümit Yaşar OĞUZCAN
BANDIRMA VAPURU
O GELİYOR
Yıl 1919
Mayısın on dokuzu
Ufukta duran gemi gitgide yaklaşıyor.
Sanki harlı bir ateş
Yakıyor ruhumuzu.
Beklemek üzüntüsü her gönülde taşıyor.
Üzülmemek elde mi;
Hız yüklü, inan yüklü, umut yüklü bu gemi
O umut yayıldıkça ruhlara sıcak sıcak,
O hız, doldukça damarlara kan gibi,
Gizli gizli inleyen her yürek canlanacak,
Ateş püskürecek uyuyan volkan gibi;
Gittikçe büyükleşen
Gölgene dikilmekten
Karardı gözlerimiz.
Koş, atıl gemi, sana engel olmasın deniz!
Ak saçlı dalgaları birer birer kes de gel;
Kuşlar gibi uç da gel, rüzgar gibi es de gel.
Celal Sahir EROZAN
Ben «bandırma Vapuru»
Esme rüzgar esme halim perişan
Mustafa Kemal’im güvertede
Ben Karadeniz’de dalgalarla boğuşan
Küçük köhne bir tekne
Baştan ayağa dek iman dolu
Bu hasretlik daha ne kadar uzar
Uçmak isterim Samsun’a doğru
Bakışlarım kararır gözlerim dolar,
Ben «Bandırma Vapuru»
Karadeniz’de küçük köhne bir tekne
Yağma yağmur esme rüzgar
Yolumu bekler Anadolu
Gümüş dere durmaz akar.
Mustafa Kemal’im güvertede
Dayamış alnım ufka bakar.
Ben «Bandırma Vapuru»
Var git başımdan Karadeniz
Bu gece efkarım var
N’oldu ey gönül n’oldu
Gümüş dere durmaz ağlar
Kan ağlar altmış üç ilimiz
Kan ağlar Anadolu
Ben «Bandırma Vapuru»
Mustafa Kemal’im güvertede
Kaputuna bürünmüş
Bakışlarında kararlılık saçlarında rüzgar
Yıldızlar geçiyor alnından
Uzak zaferlerin şavkı vurmuş yüzüne.
Ben «Bandırma Vapuru»
Duyarım sesler gelir Anadolu’dan
Samsun’a doğru
Bir şey var gecenin içinde
Rüzgarlarla karanlıklarla dağılan
Bir şey var gecenin içinde
Mustafa Kemal’in sevinciyle ağaran.
Mesut TARCAN
GÜZEL SÖZLER
· 19 Mayıs güven, sevinç, hareket günüdür.
· 19 Mayıs yeni Türkiye’nin ve ******’ün doğum
günüdür.
· Spor gençliğin kuvvet kaynağıdır.
· Gençliğinde dik duranın ihtiyarlığında beli
bükülmez.
· 19 Mayıs ulusal egemenliğin başlangıç
günüdür.
okuldersleri.com'dan alıntılanmıştır.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz